WCAG Standartlarının Önemi

Web Content Accessibility Guidelines (WCAG), web içeriklerinin herkes için erişilebilir olmasını sağlamak amacıyla W3C (World Wide Web Consortium) tarafından belirlenen uluslararası standartlardır. Bu standartlar, görme, işitme, motor beceri veya bilişsel kısıtlılıklara sahip kullanıcıların web sitelerinden etkin şekilde yararlanabilmesini garanti altına almayı hedefler. WCAG, yalnızca engelli kullanıcılar için değil, tüm kullanıcılar için daha kapsayıcı, anlaşılır ve kullanılabilir bir web deneyimi oluşturur.

WCAG standartlarına uygun bir web sitesi geliştirmek, yasal uyumluluk, kullanıcı memnuniyeti ve SEO avantajı açısından büyük önem taşır. Birçok ülkede, erişilebilirlik standartlarına uymayan web siteleri yasal yaptırımlarla karşılaşabilmektedir. Ayrıca arama motorları, kullanıcı deneyimini artıran erişilebilirlik özelliklerini pozitif bir sıralama faktörü olarak değerlendirebilir.

WCAG Seviyeleri

WCAG, erişilebilirlik kriterlerini A, AA ve AAA olmak üzere üç uyumluluk seviyesinde değerlendirir. AA seviyesi, genellikle web projeleri için minimum standart olarak kabul edilir.

1) Erişilebilirlikte Temel İlkeler

WCAG, dört ana ilke üzerine kuruludur: Algılanabilirlik, Kullanılabilirlik, Anlaşılabilirlik ve Sağlamlık. Bu ilkeler, web içeriğinin farklı kullanıcı grupları için ulaşılabilir olmasını sağlayan temel çerçeveyi oluşturur.

Algılanabilirlik

Bilgiler ve kullanıcı arayüzü bileşenleri, herkes tarafından algılanabilecek şekilde sunulmalıdır.

Kullanılabilirlik

Tüm kullanıcılar içeriği kolayca gezinebilmeli ve kontrol edebilmelidir.

2) WCAG Uyumluluğunun Faydaları

WCAG standartlarına uymanın yalnızca kullanıcılar için değil, işletmeler ve geliştiriciler için de önemli avantajları vardır:

  • Kapsayıcı Tasarım: Daha geniş bir kullanıcı kitlesine erişim sağlar.
  • Yasal Uyumluluk: Birçok ülkede yasal zorunluluk haline gelmiştir.
  • SEO Avantajı: Erişilebilirlik özellikleri, arama motoru sıralamalarını iyileştirebilir.
  • Kullanıcı Memnuniyeti: Daha kolay ve rahat bir kullanım deneyimi sunar.

3) Uygulama Örnekleri

WCAG standartlarını uygularken şu adımlar yaygın olarak kullanılır:

Alternatif Metinler

Görseller için açıklayıcı alt metinler eklemek.

Klavyeyle Navigasyon

Siteyi yalnızca klavye ile gezilebilir hale getirmek.

Renk Kontrastı

Metin ve arka plan arasında yeterli kontrast sağlamak.

4) Sürekli İyileştirme

Erişilebilirlik tek seferlik bir görev değil, sürekli olarak gözden geçirilmesi gereken bir süreçtir. WCAG standartları zaman içinde güncellenebilir ve teknolojik gelişmelere uyum sağlamak için yeni kriterler eklenebilir. Bu nedenle, erişilebilirlik testleri düzenli olarak yapılmalı ve kullanıcı geri bildirimleri dikkate alınmalıdır.

Renk Kontrasti Optimizasyonu

Renk kontrastı, bir web sayfasındaki metinler, arka planlar ve arayüz öğeleri arasındaki renk farkını ifade eder. Yeterli kontrast, metinlerin kolayca okunabilmesini ve görsel öğelerin net şekilde algılanabilmesini sağlar. Özellikle görme bozukluğu yaşayan veya düşük ışık koşullarında siteyi görüntüleyen kullanıcılar için renk kontrastı, erişilebilirlik açısından kritik bir faktördür. Web Content Accessibility Guidelines (WCAG) standartları, normal metinler için en az 4.5:1, büyük metinler için ise en az 3:1 kontrast oranı önerir. Bu değerler, görsel sunumun herkes tarafından algılanabilmesini garanti altına alır.

Yetersiz kontrast, kullanıcı deneyimini ciddi şekilde olumsuz etkileyebilir. Arka plan rengi ile metin renginin birbirine çok yakın olması, metnin okunmasını zorlaştırır ve kullanıcının içerikten kopmasına neden olur. Bu durum yalnızca erişilebilirliği değil, aynı zamanda kullanıcıların sitede geçirdiği süreyi, dönüşüm oranlarını ve genel memnuniyeti de doğrudan etkiler. Kullanıcıların ekran parlaklığını artırarak içeriği görmeye çalışması, tasarımın başarısız olduğunun göstergesidir. İyi bir kontrast dengesi ise içeriği daha çekici hale getirir, markanın profesyonel imajını güçlendirir ve her kullanıcı için daha rahat bir deneyim sunar.

WCAG Kontrast Standartları

Normal metinlerde minimum kontrast oranı 4.5:1, büyük metinlerde ise minimum 3:1 olmalıdır. Kritik arayüz öğeleri ve butonlar için bu oranların üzerinde kontrast tercih edilmesi önerilir.

Renk kontrastı optimizasyonu, yalnızca metin ve arka plan ilişkisi ile sınırlı değildir. Form alanlarındaki placeholder metinler, ikonlar, buton etiketleri, hata ve uyarı mesajları gibi tüm görsel unsurlar bu kapsamda değerlendirilmelidir. Özellikle önemli aksiyon butonlarında kontrast farkı yüksek olmalı ve kullanıcının dikkatini anında çekmelidir. Bu tür görsel hiyerarşi teknikleri, kullanıcıyı yönlendirmede etkili olur. Aynı zamanda renklerin anlam yükü de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, hata mesajları için kırmızı tonları kullanılırken, bilgilendirme mesajları için mavi tonları tercih edilir; bu renklerin kontrast oranları her durumda yeterli olmalıdır.

Kontrast optimizasyonu sürecinde, tasarımcıların yalnızca subjektif gözlemlerine güvenmek yerine, kontrast oranını ölçen araçlar kullanması gerekir. Adobe Color, Contrast Checker (WebAIM) veya Stark gibi eklentiler, tasarım sürecinde hızlı ve doğru ölçümler yapmayı sağlar. Ayrıca, tasarım sistemlerinde kullanılacak renk paletleri önceden belirlenmeli, bu paletlerdeki tüm renk kombinasyonları WCAG standartlarına göre test edilmelidir. Böylece proje boyunca renk tutarlılığı korunur ve her sayfada erişilebilirlik sağlanmış olur.

Bilgi: Tasarım sürecinde kontrastı yüksek renk kombinasyonları tercih etmek, yalnızca erişilebilirliği değil, marka algısını da güçlendirir.

Renk kontrastı optimizasyonu aynı zamanda mobil cihazlar için de özel olarak düşünülmelidir. Güneş ışığı altında veya düşük parlaklıkta kullanılan mobil cihazlarda kontrast farkı, masaüstü ekranlara kıyasla daha kritik hale gelir. Bu nedenle responsive tasarım yapılırken, hem masaüstü hem de mobil versiyonlarda kontrast testleri gerçekleştirilmelidir. Özellikle mobilde kullanılan butonlar, ikonlar ve menü elemanlarının kontrastı, küçük ekran boyutunda dahi net görünürlük sağlamalıdır. Kontrast optimizasyonu, yalnızca erişilebilirlik testlerinde bir kriter olarak değil, tasarımın her aşamasında gözetilmesi gereken bir kalite standardı olarak kabul edilmelidir.

"İyi kontrast, kötü tasarımı kurtarmaz; ancak kötü kontrast, iyi tasarımı yok eder." – Dijital Erişilebilirlik İlkeleri

Alternatif Metin Kullanımı

Alternatif metin, web sayfalarındaki görseller için kullanılan ve görselin içeriğini metin olarak tanımlayan açıklamadır. HTML’de alt özelliği ile belirtilir ve ekran okuyucu gibi yardımcı teknolojiler tarafından kullanıcıya iletilir. Görme engelli kullanıcılar için bu metinler, görsellerin anlamını kavramada tek araçtır. Ancak alternatif metinler yalnızca engelli kullanıcılar için değil, aynı zamanda düşük internet hızına sahip olan veya görselleri yüklenmeyen cihazlarda içerik anlamını korumak için de önemlidir. Ayrıca arama motorları, görsellerin içeriğini doğrudan algılayamadığından, alternatif metinler SEO açısından da büyük değer taşır.

Etkili bir alternatif metin, görselin amacını net şekilde ifade eder. Örneğin, bir ürün sayfasındaki görsel için yalnızca “fotoğraf” veya “resim” gibi genel tanımlar yerine, “Siyah deri laptop çantası, fermuarlı ve yan cepli” şeklinde ayrıntılı bir ifade kullanılmalıdır. Bu sayede görselin iletmek istediği mesaj, görselin yüklenmediği veya görüntülenemediği durumlarda dahi kullanıcıya aktarılmış olur. Aynı şekilde dekoratif görsellerin alt metinleri boş bırakılmalı (alt=""), çünkü ekran okuyucuların bu gereksiz bilgileri seslendirmesi, kullanıcı deneyimini olumsuz etkileyebilir.

İyi Alternatif Metin İçin Temel İlkeler

Anlamlı, bağlama uygun, gereksiz kelimelerden arındırılmış ve görselin amacını en kısa şekilde aktaran ifadeler tercih edilmelidir. Bilgi vermeyen süs görsellerinde alt metin boş bırakılmalıdır.

Alternatif metinler, erişilebilirlik standartlarında önemli bir kriter olarak yer alır. WCAG yönergelerine göre, tüm anlamlı görsellerin açıklayıcı bir alt metne sahip olması gerekir. Bu yalnızca görseller için değil, ikonlar, grafikler, infografikler ve butonlarda kullanılan simgeler için de geçerlidir. Örneğin, sosyal medya paylaşım butonlarında kullanılan ikonların alt metinleri “Twitter’da paylaş” veya “LinkedIn’de paylaş” gibi net ve eylem odaklı ifadelerle tanımlanmalıdır. Böylece hem ekran okuyucu kullanan kişiler neye tıkladığını anlar, hem de görselin işlevi netleşir.

SEO açısından bakıldığında, alternatif metinler arama motorlarına görsellerin içeriği hakkında bilgi verir. Google Görseller aramalarında üst sıralara çıkmak isteyen bir web sitesi, görsellerine uygun ve anahtar kelime içeren alt metinler eklemelidir. Ancak burada aşırı anahtar kelime kullanımına kaçılmamalıdır; doğal, akıcı ve kullanıcı odaklı bir dil kullanılmalıdır. Yanlış yazılmış veya alakasız kelimeler, hem erişilebilirlik hem de SEO performansını düşürür.

Bilgi: Alternatif metinler yalnızca görselin ne olduğunu değil, görselin kullanıcıya ne anlatmak istediğini de yansıtmalıdır.

Alternatif metin kullanımında yapılan yaygın hatalardan biri, görselin bağlamından bağımsız olarak genel tanımlar kullanmaktır. Örneğin, bir haber sitesinde “konferans fotoğrafı” demek yerine, “İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Web Tasarım Konferansı’nda konuşma yapan keynote konuşmacısı” gibi bağlamı netleştiren ifadeler tercih edilmelidir. Bu yaklaşım, hem erişilebilirliği hem de içeriğin değerini artırır. Ayrıca, e-ticaret sitelerinde ürün görsellerinde her varyasyon için (renk, model, boyut) farklı alt metin kullanmak, arama motorlarının ürünleri doğru indekslemesine yardımcı olur.

Sonuç olarak, alternatif metinler yalnızca teknik bir gereklilik değil, kullanıcı deneyimini ve SEO’yu güçlendiren stratejik bir araçtır. Doğru yazıldığında, web sitesinin erişilebilirliğini artırır, görsellerin arama motoru görünürlüğünü iyileştirir ve her kullanıcıya eşit bilgi erişimi sağlar. Bu nedenle tasarım ve geliştirme süreçlerinde alternatif metin ekleme, zorunlu bir adım olarak kabul edilmelidir.

"Görsel, bin kelimeye bedeldir; ancak alternatif metin, görselin anlamını herkes için ulaşılabilir kılar." – Erişilebilir Web Tasarımı Rehberi

Klavye Navigasyon Desteği Ekleme

Klavye ile tam gezinilebilirlik, web erişilebilirliğinin en kritik koşullarından biridir ve yalnızca ekran okuyucu kullanıcıları için değil, motor beceri sınırlılıkları nedeniyle fare kullanamayan veya üretkenlik amacıyla klavyeyi tercih eden herkes için temel bir gereksinimdir. Bir arayüzün yalnızca Tab, Shift+Tab, Enter, Space, ok tuşları ve Esc ile eksiksiz kullanılabilmesi; form alanlarına, butonlara, menülere, diyaloglara ve dinamik bileşenlere odak sırasının mantıklı şekilde atanması; odak göstergesinin (focus indicator) açıkça görülebilir olması; açılır katmanlarda odak kapanı (focus trap) uygulanması ve bileşenlerin role, aria-* öznitelikleriyle doğru biçimde tanımlanması anlamına gelir. Bu yaklaşım, hazırladığımız HTML içerik standartları ve bileşen kullanım kurallarıyla da birebir uyumludur; bölüm başlık hiyerarşisi, component sıralaması ve “görsel yerine anlamlı metin” ilkesi klavye erişimini destekler. :contentReference[oaicite:0]{index=0}

Klavye erişimi tasarlarken ilk adım, sayfaya girildiği anda kullanıcıya içeriğe hızlı atlama seçeneği sunmaktır. “İçeriğe atla” bağlantısı, sayfanın en başında yer almalı, klavye odağı aldığında görünür hâle gelmeli ve ana içerik alanının id’sine bağlanmalıdır. Ardından global navigasyon, arama, ana içerik ve alt bilgi gibi semantik bölgeler <nav>, <main>, <header>, <footer> ile tanımlanarak odak sırası doğal akışta tutulur. Görsel olarak buton görünümüne sahip ancak gerçekte <div> olan elemanların role="button" ve tabindex="0" ile odaklanabilir yapılması ve Space/Enter aktivasyonlarının klavyeyle eşlenmesi gerekir; tercihen, etkileşim öğeleri doğrudan <button> ile işaretlenmelidir. Menü, akordiyon, sekme ve açılır liste gibi bileşenlerde Roving Tabindex modeli ile yalnızca etkin öğe tabindex="0" alır, diğerleri -1 olur; böylece Tab ile bileşenden bileşene, ok tuşlarıyla öğeler arasında gezilir.

Görünür Odak Göstergesi

Odak durumunda belirgin bir sınır, gölge veya alt çizgi şarttır. outline’ı sıfırlamayın; gerekiyorsa :focus-visible ile yalnızca klavye etkileşiminde özel bir odak stili tanımlayın. Bu tercih hem erişilebilirlik hem kullanılabilirlik açısından kritik önemdedir. :contentReference[oaicite:1]{index=1}

Diyalog pencereleri (modal), focus trap uygulanması gereken en hassas bölgelerdendir. Diyalog açıldığında odak, diyalog başlığına veya ilk etkileşim öğesine gönderilmeli; Tab ve Shift+Tab tuşları diyalog içindeki odaklanabilir alanlar arasında dairesel şekilde dolaşmalı; Esc ile kapanış sağlanmalı ve kapanıştan sonra odak, tetikleyen butona geri verilmelidir. Aynı prensip, menü açılırları ve kenar çekmeceleri için de geçerlidir. Canlı bildirimler (aria-live) ve durum mesajları (role="status") ekran okuyucuya duyurulmalı, ancak sayfanın odak akışını bozmamalıdır. Hata mesajlarında aria-describedby ile alan–mesaj ilişkisi kurulmalı ve gönderim engelleniyorsa kullanıcıya klavye ile hızla ulaşabileceği net çözüm adımları sunulmalıdır.

Uyarı: Sırf estetik kaygıyla outline: none kullanmak erişilebilirliği bozar. Alternatif görsel odak stili tanımlayın ve :focus-visible ile tetikleyin.

Odak sırasının (tab order) mantıklı olması için DOM sırasının görsel hiyerarşiyle uyumlu kalmasına dikkat edilmelidir. Kompleks grid ve kart yerleşimlerinde bileşenlerin DOM’da yeniden sıralanması gerekiyorsa, sanal yeniden sıralama yerine gerçek DOM konumu tercih edilmelidir; aksi hâlde Tab ile gezen kullanıcı, ekranda gördüğünden farklı bir odak sırasıyla karşılaşır. Çok sütunlu tasarımlarda form alanları, uyarılar ve eylem butonları dikey akışa göre sıralanmalı; banner, slider ve otomatik ilerleyen bileşenler klavyeyle durdurulabilir olmalı (Pause/Stop kontrolü) ve odak her otomatik değişimde yerinden atılmamalıdır.

Temel Klavye Eylemleri

Tab/Shift+Tab: Odaklanabilir öğeler arasında ileri/geri gezinme.
Enter/Space: Buton, aç/kapa ve onay eylemleri.
Ok Tuşları: Menü, liste, sekme ve kaydırılabilir bileşen içinde hareket.
Esc: Diyalog kapatma, açılır menüden çıkış.

Uygulama Kontrol Listesi

“İçeriğe atla” bağlantısı, mantıklı odak sırası, görünür odak stili, roving tabindex, modal odak kapanı, aria-live duyuruları, hatalarda aria-describedby ve tetikleyici odağa dönüş adımı doğrulansın.

Son olarak kalite güvencesi ve test: Sitenizi yalnızca klavyeyle gezerek tüm kritik akışları (navigasyon, arama, oturum açma, form gönderimi, filtreleme, sepete ekleme vb.) tamamlayabildiğinizden emin olun; ekran okuyucularda (NVDA/JAWS/VoiceOver) temel senaryoları deneyin; focus order, focus trap, skip link ve canlı duyuruların beklenen şekilde çalıştığını doğrulayın. Bu yaklaşım, component tabanlı içerik standartlarımızla birlikte uygulandığında, her sayfanın klavye ile erişilebilir, anlaşılır ve tutarlı bir deneyim sunmasını sağlar. :contentReference[oaicite:2]{index=2}

Ekran Okuyucu Uyumlu Tasarım Geliştirme

Ekran okuyucular, görme engelli veya görme bozukluğu yaşayan kullanıcıların bilgisayar ve mobil cihazlardaki içeriklere erişmesini sağlayan yardımcı teknolojilerdir. NVDA, JAWS, VoiceOver ve TalkBack gibi popüler ekran okuyucular, web sayfalarının HTML yapısını analiz eder ve kullanıcıya sesli olarak iletir. Ekran okuyucu uyumlu bir tasarım geliştirmek, yalnızca erişilebilirlik standartlarını karşılamak için değil, aynı zamanda kullanıcı deneyimini tüm kullanıcılar için iyileştirmek amacıyla da önemlidir. Çünkü ekran okuyucu optimizasyonu, semantik HTML, doğru başlık yapısı, anlamlı link metinleri ve mantıklı içerik akışı gibi, tüm kullanıcıların faydalanabileceği iyi uygulamaları beraberinde getirir.

Ekran okuyucuların doğru çalışabilmesi için en temel gereklilik, semantik HTML kullanımıdır. Örneğin, başlıklar mutlaka <h1>–<h6> hiyerarşisine uygun biçimde tanımlanmalı, liste öğeleri <ul> veya <ol> içinde gruplanmalı, buton işlevi gören öğeler <button> etiketi ile, bağlantılar ise <a> etiketi ile oluşturulmalıdır. Görsel veya ikon temelli eylemler mutlaka açıklayıcı bir aria-label veya aria-labelledby özelliği ile tanımlanmalıdır. Bu yaklaşım, ekran okuyucunun içeriği doğru algılamasını ve kullanıcıya anlamlı şekilde iletmesini sağlar.

Temel İlke

Görsel odaklı her bileşenin, ekran okuyucuya uygun bir metinsel karşılığı olmalıdır. Bu, ister bir form alanı, ister bir ikon, isterse karmaşık bir grafik olsun, kullanıcıya net bilgi vermelidir.

Ekran okuyucu uyumlu tasarımın bir diğer kritik noktası, doğru odak yönetimidir. Sayfa içindeki mantıksal akışın, ekran okuyucu tarafından doğal şekilde okunabilmesi için DOM sırasının mantıklı düzenlenmesi gerekir. Sayfa yüklendiğinde otomatik odaklama yapacak JavaScript müdahalelerinden kaçınılmalı, yalnızca gerekli durumlarda ve kullanıcı eylemi sonrasında odak değiştirilmelidir. Modal pencereler, açılır menüler ve dinamik içerikler açıldığında odak bu bileşenin içine taşınmalı ve kapatıldığında önceki noktaya geri döndürülmelidir. Bu sayede kullanıcı, nerede olduğunu kaybetmeden siteyi gezebilir.

Link metinleri ekran okuyucu uyumunda büyük rol oynar. “Buraya tıklayın” veya “Devamını oku” gibi anlamsız ifadeler yerine, “WCAG standartları hakkında detaylı bilgi alın” gibi bağlamı net bir şekilde ifade eden link metinleri tercih edilmelidir. Ayrıca, aynı sayfada birden fazla link aynı metni taşıyorsa, aria-label ile farklılaştırmak gerekir. Örneğin, birden fazla “Detay” linki varsa, “Detay – Ürün A” ve “Detay – Ürün B” şeklinde ayırt edici hale getirilmelidir.

Bilgi: Ekran okuyucu testleri yaparken sadece teknik doğrulama değil, akışın anlaşılabilirliği de değerlendirilmelidir. Kullanıcıya mantıklı, kısa ve bilgilendirici metinler sunmak esastır.

Form alanlarında etiketleme, ekran okuyucu uyumunun en kritik bileşenlerinden biridir. Her giriş alanı (input, textarea, select) mutlaka bir <label> etiketi ile ilişkilendirilmelidir. Görsel olarak etiket kullanılmayacaksa bile, aria-label veya aria-labelledby ile bu ilişki kurulmalıdır. Hata mesajları, ilgili form alanı ile aria-describedby aracılığıyla bağlanmalı ve ekran okuyucunun kullanıcıya hatayı doğrudan iletebilmesi sağlanmalıdır.

Son olarak, ekran okuyucu uyumu sağlamak için düzenli testler yapılmalıdır. NVDA (Windows), VoiceOver (macOS ve iOS) veya TalkBack (Android) ile site akışını baştan sona yalnızca klavye ve ekran okuyucu ile gezmek, erişilebilirlik hatalarını gerçek kullanıcı deneyimine en yakın şekilde ortaya çıkarır. Bu testler, geliştirme sürecinin her aşamasında tekrarlanmalı ve değişikliklerin uyumluluğu bozmaması sağlanmalıdır.

"Ekran okuyucu uyumlu tasarım, yalnızca kod yazma tekniği değil, kullanıcıya saygının ve kapsayıcı tasarım anlayışının göstergesidir." – Erişilebilir Web İlkeleri

Form Alanlarında Etiketleme Kuralları

Formlar, kullanıcı etkileşiminin en yoğun olduğu alanlardan biridir ve özellikle erişilebilirlik açısından kritik öneme sahiptir. Kullanıcıların bir formu doğru ve hızlı şekilde doldurabilmesi, alanların net bir şekilde tanımlanmasına ve etiketlenmesine bağlıdır. Form alanlarında doğru etiketleme, sadece görsel tasarım açısından değil, ekran okuyucu gibi yardımcı teknolojilerin bilgiyi kullanıcıya doğru aktarabilmesi açısından da gereklidir. Yanlış veya eksik etiketlenmiş bir form alanı, kullanıcıların işlem süresini uzatır, hata oranını artırır ve genel kullanıcı deneyimini olumsuz etkiler.

En temel kural, her form alanının (input, textarea, select vb.) bir <label> etiketi ile ilişkilendirilmesidir. Etiket, alanın amacını açıkça belirtmeli ve mümkünse kısa ama anlaşılır olmalıdır. Görsel olarak etiketlerin form alanlarının üstünde veya yanında yer alması, kullanıcıların göz tarama hızını artırır. Eğer tasarım gereği görsel bir etiket kullanılamıyorsa, aria-label veya aria-labelledby gibi WAI-ARIA özellikleriyle etiketleme yapılmalıdır. Bu sayede ekran okuyucu kullanıcıları da alanın ne işe yaradığını kolayca anlayabilir.

İyi Bir Etiketleme İçin Temel İlkeler

  • Kısa, anlaşılır ve bağlama uygun etiketler kullanmak
  • Görsel etiket kullanılamıyorsa ARIA özellikleriyle tanımlama yapmak
  • Zorunlu alanları aria-required="true" veya yıldız işareti ile belirtmek
  • Hata mesajlarını alanla ilişkilendirerek ekran okuyucuların algılamasını sağlamak

Etiketleme sadece alanın ne işe yaradığını belirtmekle sınırlı değildir; aynı zamanda hata yönetimi, ipuçları ve ek açıklamalar da bu sürecin bir parçasıdır. Örneğin, bir form alanında hata oluştuğunda, bu hata mesajının ilgili alan ile aria-describedby özelliği aracılığıyla bağlanması gerekir. Böylece ekran okuyucu, kullanıcının hatayı anlamasını ve düzeltmesini kolaylaştırır. Aynı şekilde, opsiyonel açıklama metinleri veya placeholder bilgileri de etiketleme mantığının bir parçası olarak ele alınmalıdır.

Placeholder kullanımı, kullanıcıya alanın amacını göstermek için faydalı olabilir, ancak tek başına bir etiket yerine geçmez. Çünkü placeholder metinleri, kullanıcı yazmaya başladığında kaybolur ve ekran okuyucular tarafından her zaman doğru algılanmayabilir. Bu nedenle, placeholder yalnızca ek bir ipucu olarak kullanılmalı, asıl bilgi mutlaka bir etiket aracılığıyla verilmelidir.

Dikkat: Placeholder yerine yalnızca görsel ikon kullanmak, erişilebilirlik açısından ciddi sorunlar doğurur. Her zaman metinsel bir karşılık eklenmelidir.

Form etiketleri tasarlanırken mobil kullanıcı deneyimi de dikkate alınmalıdır. Dokunmatik cihazlarda tıklama/dokunma alanlarının yeterince büyük olması, hem erişilebilirlik hem de kullanılabilirlik açısından önemlidir. Etiketler tıklanabilir olmalı ve kullanıcı etikete dokunduğunda ilgili form alanına odaklanmalıdır. Ayrıca, çok adımlı formlarda her adımın başında kısa bir açıklama sunmak, kullanıcının bağlamı kaybetmeden formu tamamlamasını sağlar.

Sonuç olarak, form alanlarında doğru etiketleme, hem erişilebilirlik hem de genel kullanıcı deneyimi açısından vazgeçilmez bir adımdır. Standart HTML etiketleri ile başlayıp, gerektiğinde WAI-ARIA özellikleri ile güçlendirilmiş etiketleme stratejileri uygulamak, farklı kullanıcı gruplarının sitenizde sorunsuz işlem yapabilmesini sağlar. Bu da dönüşüm oranlarını artırır ve markanızın kullanıcı odaklı olduğunu gösterir.

"İyi etiketlenmiş bir form, kullanıcıların yolunu aydınlatır; eksik etiketlenmiş bir form ise onları karanlıkta bırakır."

Video İçeriklerde Altyazı Kullanma

Altyazı, videolardaki konuşmaları ve önemli sesleri metne çevirerek herkes için anlaşılabilirlik sağlar; işitme engelli kullanıcılar, gürültülü ortamlarda izleyenler veya sesi kapalı tutmayı tercih edenler için kritik bir erişilebilirlik katmanıdır. WCAG yönergeleri, önceden kaydedilmiş videolarda altyazıyı zorunlu tutar, canlı yayınlarda ise mümkün olduğunda canlı altyazı önermektedir. Sitede altyazıları yalnızca “ek bir özellik” olarak değil, yayın akışının standart bir parçası olarak konumlandırmak; içerik üretim sürecinizin her aşamasına erişilebilirliği yerleştirir ve kullanıcı memnuniyetini belirgin biçimde artırır. İçerik akışı, bölüm yapısı ve component sıralaması gibi sayfa şablonlarınız da bu yaklaşımı desteklemelidir. :contentReference[oaicite:0]{index=0}

Neden Altyazı?

Erişilebilirlik (işitme engeli, dil desteği), SEO (metin aranabilirliği), kullanım bağlamı (sessiz otomatik oynatma) ve dönüşüm artışı. Kısa videolarda dahi altyazı, tartışmasız bir temel gereksinimdir. :contentReference[oaicite:1]{index=1}

Altyazı Türleri ve Kapsamı

Closed Captions (CC)

Kullanıcı tarafından açılıp kapatılabilir. Konuşma metni yanında anlamlı sesleri de içerir: [kapı çalıyor], [müzik yükseliyor] gibi.

SDH (Subtitles for the Deaf and Hard-of-Hearing)

Konuşmacı kimlikleri, ses efektleri ve ortam sesleri ayrıntılıdır; işitme engeli olan kullanıcı için en kapsayıcı formattır.

Çok Dilli Altyazılar

Küresel erişim için gereklidir; terminoloji tutarlılığı ve marka diline uygunluk kontrol edilmelidir.

Okunabilirlik ve Zamanlama İlkeleri

Altyazı satır uzunluğu idealde 32–42 karakter aralığında tutulmalı, iki satırı aşmamalıdır. Her altyazı en az 1 saniye, tercihen 1.5–6 saniye görünür kalmalı ve konuşmayla senkron ilerlemelidir. Konuşmacı değişiminde satır başında işareti veya ad etiketi kullanmak, kalabalık sahnelerde kafa karışıklığını azaltır. Müzik, siren, gülüş, alkış gibi sahne anlamını etkileyen sesler köşeli parantezle not edilmelidir. Renk ve tipografi seçimi, sayfa genel kontrast standartlarınızla uyumlu olmalı; arka plan görsel karmaşık ise altyazıya yarı saydam bir panel uygulanmalıdır (oynatıcı seviyesinde).

Uyarı: Otomatik oluşturulmuş altyazılar tek başına yeterli değildir. Transkript kontrolü, zaman çizelgesi düzeltmesi ve ses efektlerinin eklenmesi için editoryal gözden geçirme yapın.

Formatlar ve Entegrasyon

FormatÖne Çıkan ÖzellikKullanım Notu
SRTBasit, yaygın destekNumara + zaman kodu + metin; sürüm kontrolü kolay
WebVTTWeb için optimize<track kind="subtitles" src="..." srclang="tr"> ile HTML5 video’da yerel destek
TTML/DFXPGelişmiş stil ve konumNadiren gerek; platform gereksinimlerine göre

İş Akışı ve Kalite Güvencesi

Üretim Adımları

Transkript çıkar → Temizle ve zamanla → Ses efektlerini ekle → Stil kontrolü (satır uzunluğu, kırpma, konum) → Gözden geçir ve versiyonla → Yayınla ve A/B test et.

Kontrol Listesi

Senkron doğru mu? Satır uzunluğu aşılmıyor mu? Konuşmacı değişimi işaretli mi? Özel terimler tutarlı mı? Renk/kontrast yeterli mi? Mobil dikey yerleşimde taşma yok mu? :contentReference[oaicite:2]{index=2}

Etkileşim ve Erişilebilir Oynatma

Oynatıcı üzerinde altyazı aç/kapa, dil seçimi ve boyut kontrolü klavyeyle erişilebilir olmalı; Tab sırası mantıklı akmalı ve odak göstergesi belirgin görünmelidir. Altyazı dosyaları ayrı sürüm olarak saklanmalı, CI/CD hattında otomatik doğrulama (biçim kontrolü, zaman kodu çakışması) çalıştırılmalı ve staging ortamında gerçek cihaz testleri yapılmalıdır. Sayfa şablonlarınızda hiyerarşi, uyarı ve kart bileşenlerini belirttiğiniz sırayla kullanmak; hem içerik oturumu hem de erişilebilirlik kontrollerini standardize eder. :contentReference[oaicite:3]{index=3}

“Altyazı, videonun sessiz de anlaşılmasını sağlar; iyi altyazı ise hikâyenin gücünü herkese eşit ulaştırır.”

Duyusal Kısıtlı Kullanıcılar İçin Test Yöntemleri

Web tasarımında erişilebilirlik yalnızca görme veya işitme engeli olan kullanıcılar için değil, tüm duyusal kısıtlı kullanıcılar için önemlidir. Görme, işitme, dokunma, koku ve tat gibi beş duyudan birinde yaşanan kısıtlamalar, dijital deneyimin farklı aşamalarında engeller yaratabilir. Özellikle görme ve işitme engelleri, web kullanımı açısından en yaygın erişim engelleridir; ancak motor beceri zorlukları, renk körlüğü veya bilişsel engeller gibi farklı durumlar da kullanıcıların siteyi kullanma şeklini etkileyebilir. Bu nedenle erişilebilirlik testlerinde yalnızca belirli bir engel grubuna odaklanmak yerine, çok yönlü test senaryoları oluşturmak gerekir.

Kapsamlı Testin Önemi

Tek bir kullanıcı grubu üzerinden yapılan testler, diğer kullanıcı gruplarının karşılaşabileceği sorunları gözden kaçırabilir. Farklı engel türlerini temsil eden çeşitli senaryolarla test yapmak, kapsayıcı bir deneyim oluşturmanın anahtarıdır.

Görme Engelli Kullanıcılar İçin Testler

Görme engelli kullanıcılar için ekran okuyucu testleri birincil araçtır. NVDA, JAWS veya VoiceOver gibi popüler ekran okuyucularla siteyi baştan sona test etmek, görsel öğelerin metin alternatiflerinin doğru yazıldığını, başlık hiyerarşisinin mantıklı olduğunu ve odak sırasının bozulmadığını doğrular. Ayrıca renk körlüğü simülatörleri ile renk kontrastlarının yeterli olup olmadığını ölçmek, renk bazlı bilgilendirme yapan alanlarda ek açıklama kullanmak gerekir.

İşitme Engelli Kullanıcılar İçin Testler

İşitme engelli kullanıcıların video ve sesli içerikleri anlayabilmesi için altyazı ve transkript zorunludur. Test sürecinde, altyazıların senkronizasyonu, okunabilirliği ve eksiksizliği kontrol edilmelidir. Canlı yayınlarda işaret dili çevirisi veya canlı altyazı seçenekleri sunmak da erişilebilirliği güçlendirir.

İpucu: Altyazı ve transkriptlerin yalnızca medyayı desteklemekle kalmayıp SEO açısından da fayda sağladığını unutmayın.

Motor Becerileri Kısıtlı Kullanıcılar İçin Testler

Elleriyle fare kullanmakta zorlanan veya hiç kullanamayan kullanıcılar, klavye veya alternatif giriş cihazlarıyla siteye erişir. Bu nedenle klavye navigasyonu testleri kritik önem taşır. Tab tuşu ile sayfada tüm önemli öğelere erişilebildiği, odak halkasının net göründüğü ve odak sırasının mantıklı olduğu doğrulanmalıdır. Ayrıca tıklanabilir alanların yeterince büyük ve boşluklu olması, yanlış tıklamaları önler.

Bilişsel Engelli Kullanıcılar İçin Testler

Karmaşık dil kullanımı, uzun cümleler veya yoğun bilgi yükü bilişsel engeli olan kullanıcılar için sorun yaratabilir. Bu nedenle testlerde, basit ve anlaşılır bir dil, net talimatlar, adım adım süreçler ve görsel destekleyici unsurların etkili olup olmadığı incelenmelidir.

Engel TürüTest YöntemiAraçlar
Görme EngeliEkran okuyucu ile tüm sayfayı gezinmeNVDA, JAWS, VoiceOver
İşitme EngeliAltyazı ve transkript doğrulamasıKapalı altyazı düzenleyiciler
Motor KısıtlamaKlavye ile site navigasyonuKeyboard Accessibility Checker
Bilişsel EngelBasit dil ve net talimat testiReadable, Hemingway App
“Kapsayıcı test, yalnızca sorunları tespit etmekle kalmaz, aynı zamanda kullanıcı deneyiminin gerçek anlamda evrensel olmasını sağlar.”
   

Lütfen Bekleyin

demresa
Destek Ekibi

Whatsapp'tan mesaj gönderin.

+90 850 305 89 13 telefon görüşmesi için
Hangi konuda yardımcı olabilirim?
908503058913
×
Bize yazın, çevrimiçiyiz !